16 Ocak 2014 akşamı İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası
Kongre ve Sergi Sarayı’ndaydık. Anadolu Oditoryumu Murray Perahia’yı izlemek
için gelen heyecanlı kalabalıkla doluydu. Müzik camiası’ndan ünlü isimler de
oradaydı.
Perahia’nın Schumann performansı akıllarda kalacak
nitelikteydi.
Bis eseri ise Franz Schubert’in Mi Bemol Majör Impromptu’süydü.
İkinci yarı ise her zaman dinleme fırsatı bulamayacağımız
eserlerden oluşuyordu. Schreker, Tüzün, Erkin ve Saint-Saens’ın eserlerinden
dinamik bir program oluşturulmuştu. Başarılı performansın akabinde bis eseri
olarak Şubat ayında cd kaydı da yapılacak olan Mikhail Ipolitov’un Caucasian Sketches adlı eseri’nin Procession of the
Sardar adlı son bölümü seçilmişti.
Borusan
İstanbul Filarmoni Orkestrası
Sascha
Goetzel, şef
Murray
Perahia, piyano
Program
Robert Schumann [1810–1856]
Piyano Konçertosu, La minör, Op. 54
I. Allegro affettuoso
II. Intermezzo: Andantino grazioso
III. Allegro vivace
ara
Franz Schreker [1878–1934]
Vorspiel zu einem Drama
Ferit Tüzün [1929–1977]
Çeşmebaşı Bale Süiti
I. Giriş
II. Horon
III. Pas de deux
IV. Oyun Havası
V. Türkü
VI. Bar ve Son Oyun
Ulvi Cemal
Erkin [1906–1972]
Senfonik Bölüm
Camille
Saint-Saens [1835–1921]
Samson ve Delilah’dan “Bacchanalle”
Konser Sonrası Murray Perahia ile birlikte |
Murray
Perahia
piyano
Amerikalı piyanist Murray Perahia, otuz beş yılı aşan
konser kariyerinde
günümüzün en aranan ve beğenilen piyanistlerinden biri
haline geldi ve
dünyanın önemli tüm müzik merkezlerinden neredeyse en iyi
orkestraların
tümüyle çaldı. Academy of St Martin in the Fields’ın da
sürekli konuk şefi olan
sanatçı, toplulukla şef ve piyanist olarak ABD, Avrupa,
Japonya ve Güneydoğu
Asya turneleri gerçekleştirdi.
New York’ta doğan
Perahia, piyanoya dört yaşında başladı ve daha sonra
şeflik ve bestecilik çalışacağı Mannes College’a devam
etti. Yazları gittiği Marlboro
Festivali’nde Rudolf Serkin, Pablo Casals ve Budapeşte
Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nün
üyeleri ile ortak çalışmalarının yanı sıra Mieczyslaw
Horszowski ile de müzik
çalışmalarını sürdürdü. İzleyen yakın dostu olacak olan
Vladimir Horowitz’in
kişiliği ve bakış açısı ona büyük bir esin kaynağı oldu.
1972’de Leeds Uluslararası
Piyano Yarışması’nı kazandı ve 1973 yılında ilk konserini
verdiği Aldeburgh
Festivali’nde Benjamin Britten ve Peter Sears ile yakın
bir işbirliği içinde oldu;
Sears’a pek çok Lied resitalinde de eşlik etti. Perahia
1981’den 1989’a kadar
festivalin eş sanat yönetmenliğini yürüttü.
Oldukça zengin ve
çeşitlilik içeren bir diskografisi bulunan Murray Perahia
2009 Eylül’ünde Sony Classical’dan Bach’ın 1, 5. ve 6.
Partitalarının kaydını
çıkardı. Önceki solo kayıtları arasında Beethoven’ın opus
14, 26 ve 28 sayılı Piyano
Sonatları ile Bach’ın 2, 3. ve 4. Partitaları yer alıyor.
Chopin’in opus 10 ve 25 sayılı
Etütleri ve Bach’ın 1, 3 ve 6 numaralı İngiliz
Süitleri’nin kaydıyla iki kez Grammy
Ödülü kazanan Perahia, defalarca da bu ödüle aday
gösterildi. Sanatçının pek
çok Gramophone Ödülü de bulunuyor. 1998’de Sony Classical
, Perahia’nın firma
ile işbirliğinin 25. yılını kutlamak amacıyla dört
disklik bir set çıkardı. 2010
Aralık’ında yine aynı firmadan Brahms yapıtlarından
oluşan bir albüm çıkardı.
Murray Perahia
yakın zamanda Beethoven’ın tüm sonatlarını Henle Urtext
Edition için düzenlemek gibi büyük bir projeye başladı.
Aynı zamanda efsanevi
piyanist Alfred Cortot’nun yakınlarda ortaya çıkan ve
saatler süren ustalık sınıfı
kayıtlarının da prodüktörlüğünü ve edisyonu yaptı. Bu
çalışma Sony’den
Alfred Cortot: The Master Classes adıyla çıktı.
Royal College of
Music ve Royal Academy of Music onursal üyelikleri, Leeds
ve Duke üniversitelerinden onursal doktoraları bulunan
Murray Perahia, müzik
alanında yaptığı olağanüstü katkılardan dolayı 2004
yılında İngiltere Kraliçesi
tarafından onursal şövalyelik unvanıyla onurlandırıldı.
Program
Notları
Robert Schumann [1810–1856]
I. Allegro affettuoso
II. Intermezzo: Andantino grazioso
III. Allegro vivace
Schumann bu yapıtı için çalışmaya başladığında ortaya
çıkacak eserin bir
konçerto olacağını düşünmemiştir. Onun aklındaki, eşi
Clara Schumann için
yazacağı “piyano ve orkestra için bir fantezi”dir. Ancak
ortaya sonradan
konçertonun birinci bölümüne dönüşecek olan bağımsız
formda bir müzik
çıkmıştır. 1845 yılında Schumann, yakın dostu olan
orkestra şefi Ferdinand
Hiller’in (1811–1885) desteğiyle yapıtın ikinci ve üçüncü
bölümleri de yazarak
konçertoyu tamamlamıştır. Konçerto ilk kez 1 Ocak 1846
tarihinde, Leipzig’de
seslendirilmiş, orkestrayı Hiller yönetmiş, piyanoyu
Clara Schumann çalmış ve
yapıt büyük başarı kazanmıştır.
Konçertonun genel
özelliği Schumann’ın, Liszt, Chopin ve Brahms’ta fark
Clara Schumann&Robert Schumann |
edilen dışavurumcu virtüöziteye yer vermemiş olmasıdır.
Virtüözite Schumann
için hiçbir zaman bir amaç olmamış, ancak bir araç
olabilmiştir. Besteci,
piyanistten bu konçertoyu içine kapanık fakat derin
felsefi, hatta yer yer şairane
duygularla çalmasını ister. Tüm bu duygu yoğunluğu
Schumann’ın ezgileriyle de
birleşince konçerto, günümüzün en sevilen ve en sık
çalınan konçertolardan biri
olmuştur.
Yapıtın birinci
bölümü, Schumann’ın tipik depresif ve lirik karakterini
yansıtmakla beraber, yer yer umut dolu yorumlanması
gereken anlarıyla dikkat
çeker. Tüm yapıtın duygu yoğunluğuna bakıldığında,
bestecinin yaşam öyküsü de
anımsanırsa, konçertonun ilham perisinin Clara
Schumann’dan başkası olmadığı
anlaşılmaktadır.
İkinci bölüm, ilk
bölümün ardından hafiflemiş bir ruh hali ile gayet saydam
bir his içerisinde gelen bir intermezzodur. Burada
özellikle bölümün ortasında
viyolensellerin çaldığı tema dinleyicileri rahatlatırken
adeta bir “oda müziği”
atmosferi yaratır. Fakat çok geçmeden intermezzo, sürpriz
bir geçişle üçüncü
bölümün parlak bir mutluluk havasındaki temasını piyano
ile duyurur. Orkestra,
temaya zarif bir eşlikle katılır. Hızlı tempolu bir valsi
andıran üçüncü bölümde
Schumann, neredeyse hiçbir müziğinde rastlanmayan,
pürüzsüz bir mutluluğa
ulaşmış izlenimi verir. Besteci, ender anlarından birinde
umutsuzluğu bir kenara
bırakmıştır. Bölümde bu türün hemen hemen tüm
örneklerinde görüldüğünün
aksine, piyano orkestraya meydan okumamaktadır. Bölüm,
piyano ile orkestra
arasında karşılıklı hoş atışmalar içerisinde sürüp gider
ve parlak bir bitirişle yapıt
noktalanır. 31’ sürer
Franz
Schreker [1878–1934]
Vorspiel zu einem Drama
Avusturyalı besteci Schreker “Bir Dram için Prelüd”
başlıklı yapıtını, 1913
yılında bestelemiştir. Bestecinin Die Gezeichneten adlı
dördüncü operası, onun
aynı zamanda en başarı kazanmış yapıtının prelüdü olarak
tasarlanmıştır.
Bestelenişinden yirmi yıl kadar sonra Naziler tarafından
“patolojik hastalıklı”
olarak nitelendirilen bu opera, tam da Avrupa’nın iki
dünya savaşı arasında
sıkışıp kalmış toplumunun pesimizmini ve 20. yüzyılın
devrim niteliğindeki sosyal
gelişimlerini yansıtır. Vorspiel zu einem Drama, ilk kez
8 Şubat 1914 tarihinde
Viyana’daki Musikverein Salonu’nda Felix Wingartner
yönetimindeki Viyana
Filarmoni Orkestrası tarafından seslendirilmiştir. 10’
sürer
Ferit Tüzün [1929–1977]
Çeşmebaşı Bale Süiti
I. Giriş
II. Horon
III. Pas de deux
IV. Oyun Havası
V. Türkü
VI. Bar ve Son Oyun
Ferit Tüzün’ün en sevilen ve bilinen yapıtlarından biri
olan Çeşmebaşı Bale
Süiti, ilk önce beş bölüm, daha sonra ise üç bölümlü
olarak tasarlanmıştır. Üç
bölümlü versiyonu ilk kez 1958 yılında Adolf Mennerich
yönetimindeki Münih
Filarmoni Orkestrası tarafından seslendirilmiş ve çok
beğenilmiştir. Yapıtın
bu versiyonlarının adı “Anadolu Süiti”dir. Tüzün,
1963–1964 yılları arasında bu
süiti yeniden ele alarak üç bölüm daha eklemiş ve adını
da “Çeşmebaşı Bale
Süiti” olarak değiştirmiştir. Yapıtın müzikal özellikleri
bakımından Anadolu’nun
yerel ezgilerini yansıtmasının yanı sıra, Türk balesinin
kurucusu, ilk hocası ve
koreografı Dame Ninette de Valois’nın koreografisi ile
sunulan aynı adlı balenin
müziği olması da büyük önem taşır. Bale, bir Anadolu
köyünün gündelik yaşam
geleneklerinden kesitleri anlatır. Çeşmebaşı Bale
Süiti’nin son versiyonu, ilki Giriş
ve sonuncusu Son Oyun olmak üzere altı bölümden oluşur.
19’ sürer
Ulvi Cemal
Erkin[1906–1972]
Senfonik Bölüm
Ulvi Cemal Erkin “Senfonik Bölüm” adlı yapıtını Türkiye
Radyo Televizyon
Kurumu’nun isteğiyle 1967 yılında yazmaya başlamıştır.
İki yıllık bir çalışmanın
ardından 1969’da tamamlanan yapıtın ilk seslendirilişi
bestecinin vefatından
sonra yapılabilmiştir. “Senfonik Bölüm” gerek çalgılaması
gerekse ezgisel örgüsü
bakımından çok zengin bir müziktir. Hem halk ezgi ve
ritimlerini, hem de
geleneksel Türk müziğinin renklerini işleyerek, sanat
hayatının tüm birikimini 12 13
ustaca müziğine yansıtan Erkin’in bu yapıtı hakkında
bestecinin eşi ve pek çok
Türk bestecinin yapıtının ilk seslendirilişini yapan
piyanist Ferhunde Erkin’in
sözlerini aktarıyoruz:
“Erkin, Senfonik
Bölüm’ü 1969 yılı Ağustos ayında tamamlamdı ve ilk
kez, ölümünden dört yıl sonra, 8 Ekim 1976’da Jean
Périsson yönetiminde
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından
seslendirildi. Senfonik Bölüm’ün
yavaş başlayan lirik birinci bölmesinde etkili ve melodik
çizgiler ağırlıktadır.
Ksilofonun uzaktan gelen değişmez vuruşları belki zamanın
kaçınılmaz akışını,
belki insanın yalnızlığını, belki evrenin o herşeyden
üstün düzenini simgeler. Bu
bölme kontrfagot ve kontrbasların başlattığı ve giderek
tüm çalgı gruplarının
katıldığı bir yükselişle, hızlı ritmik hareketlerin, değişen
aksak tartıların bir iç
çatışmayı yansıttığı ikinci bölmeye bağlanır. 5/8’lik,
7/8’lik, 3+2+3 yapısında 8/8’lik
ve 3+2+2+3 yapısında 10/8’lik ritimlerin kullanıldığı bu
bölme vuruş aralarında
seslerin şaşırtıcı seyrelmesiyle yavaşlar ve diner. Eserin
bitimine doğru ilk bölmeyi
anımsatan ama değişik çalgı renkleriyle farklı olarak
geliştirilen kısa bir dönüş
bölmesinde ksilofon, artık değişmezliğini benimsediğimiz
vuruşlarını keser ve
bize küçük bir cümle ile çözemediğimiz bir sır söyler.
Eser yaylı çalgıların sanki
doğanın sonsuzluğunu duyuran ve uzakta kaybolan düş
sesleri ile sona erer.”
15’ sürer
Camille
Saint-Saens [1835–1921]
Senfonik Bölüm
Samson ve Delilah’dan “Bacchanalle”
Yunan mitolojisinde şarap tanrısı olarak bilinen Baküs’ün
adını alan ve bu
tanrıya tapınmak için düzenlenen şenliklere Bacchanelle
denir. Saint-Saëns
1877 yılında yazdığı operası Samson ve Delilah içinde
çalınmak üzere yazdığı
danslardan birine de bu adı vermiştir. Operanın Fransızca
librettosunu Ferdinand
Lemaire yazmış, ancak yapıt ilk kez Almanca çevirisi ile
Weimar’da 2 Aralık 1877
tarihinde sahnelenmiştir. Avrupa’nın çoksesli müziğinde
Bacchanelle adı ile Baküs
şenliklerine ithafen yazılmış en tanınmış yapıt
Saint-Saëns’ınkidir. Ancak Richard
Wagner Tannhäuser operasının içinde, Alexander Glazunov
Mevsimler balesinde
bu başlıkla bir bölüm bestelemiştir. Ayrıca John Cage’in
1940 yılında hazırlanmış
piyano için yazdığı ilk yapıtı da bir Bachanelle’dir. 7’
sürer
Program Notları: Sungu Okan
http://www.borusansanat.com/__Topluluklar/Sezonu_Programi_2013_2014.aspx
Yorumlar
Yorum Gönder